Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mezuniyet Töreni Büyük Coşkuyla Gerçekleşti

stanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa,  Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 194. yıl 188. dönem mezuniyet töreni İstanbul Veli Efendi Hipodromu’nda gerçekleşti. 2015 yılından bu yana Türkçe ve İngilizce Tıp Programlarında öğrenim gören mezunlar coşkulu bir törenin ardından keplerini havaya fırlatarak, öğrenci olarak girdikleri okuldan doktor olarak ayrıldılar.​

29 Haziran tarihinde gerçekleşen ve sunuculuğunu TRT sanatçısı Mennan Şahin’in üstlendiği törene İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın, Rektör  Yardımcıları  Prof. Dr. Mehmet Bilgin, Prof. Dr. Erol İnce,   Cerrahpaşa  Tıp  Fakültesi  Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sait Gönen, Başhekim Doç. Dr. Zekayi Kutlubay, Öğretim Üyeleri  ve öğrenciler katıldı. Törende ayrıca İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Gündüz de davetliler arasında yerini aldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Türkçe Tıp dönem birincisi Dr. Fadime Nur Demiralay’ın konuşması ile başladı. Dr. Fadime Nur Demiralay’ın konuşmasında; “Bu akşam burada CTF 2021 mezunları adına dönem birincisi olarak konuşuyor olmanın mutluluğunu, onurunu sizlerle paylaşmaktayım. Çocukluğumda hayalini kurduğum hekimlik mesleğine; böylesine köklü bir geçmişi olan, alanının en iyisi hocalarımıza ve bizlere bir yuva olmuş Cerrahpaşa’da hazırlanmış olmaktan büyük gurur duyuyorum.

Tüm kısıtlı imkanlara, yetersiz fiziki koşullara, yoğun çalışma şartlarına rağmen bir usta-çırak ilişkisiyle tecrübelerini ve birikimlerini bizlere aktaran değerli hocalarımıza şükranlarımı sunuyorum. Tüm dünyayla birlikte mücadele ettiğimiz bu zorlu Covid-19 pandemi süreci sağlık çalışanlarına olan ihtiyacın ve mesleğin zorluğunun bir nebzede olsun kamuoyu tarafından anlaşılmasına vesile olmuştur. Pandemi sürecinde hekimliğin özverisini tüm dünyaya gösteren, çalışma koşulları ve ekipman imkanları ne olursa olsun mesleğinin gereklerini en güzel şekilde yerine getiren tüm sağlık çalışanlarımıza teşekkürü bir borç biliriz.

Hekimlik mesleğini layıkıyla icra etmeye çalışan sağlık çalışanları şiddete maruz kalmakta ve ne yazık ki bir kısmı hayatını kaybetmektedir. Bu kapsamda biz yeni hekimler önce bireye sonrasında mesleklere ve sağlık çalışanlarına duyulan saygının toplumumuzda artmasını temenni ediyoruz.

Yaşama karşı duyarlı, sorumlu, dürüst ve çalışkan bir birey olarak yetişmem için bana emek veren, bu zorlu sürecin her anında yanımda olan desteklerini her zaman hissettiren canım ailem. Bugün yaşadığım bu gururun mimarı sizsiniz. Sizlerin sayesinde doktorculuk oyunumu nihayet gerçeğe dönüştürüyorum. Sizleri çok seviyorum.

Fakültenin bana kattığı çok değerli dostlarım; bütün dertlerimi, sınav sabahı streslerimi, en güzel yıllarımı paylaştığım canım arkadaşlarım. 6 yıl önce başladığımız yolun sonuna geldik. Şimdi yepyeni bir başlangıç içinde sağlık ordusunun gönüllü bir neferi olmanın gururunu yaşıyoruz. Bizler mesleğin muhatabının insan hayatı olduğunun bilincindeyiz. Hayatımızın bundan sonraki sürecinde de bu bilinç ile hastalarımız arasında din, dil, ırk ve mevki ayrımı yapmadan insanlığa hizmet etmek için devam edeceğiz. Tüm hekim arkadaşlarıma meslek hayatlarında başarılar diliyorum.” dedi.

Törende konuşma yapan İngilizce Tıp Programı dönem birincisi Dr. Işıl İrem Turan; ‘Bugün, 6 yıllık tıp fakültesi yolculuğumuzun sonuna gelmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Buradaki öğrenimimiz boyunca, hocalarımızdan meslek hayatımızda bizlere yardımcı olacak pek çok bilgiler edindik ve onların yol göstericiliğiyle, beceri ve deneyimlerimizi geliştirmeye çalıştık. Altı yıl boyunca pek çok ders gördük ve pek çok sınava tabi tutulduk. Artık, hasta ile karşı karşıya kaldığımızda vereceğimiz kararlar ve bunların meydana getireceği sonuçlar ile tüm toplum nezdindeki sınavlarımız başlıyor. Dünyadaki en kutsal mesleklerden biri olan hekimlik, günümüzde toplumda hak ettiği değeri görmemektedir. Üzülerek belirtiyorum ki hekime şiddet olayları her geçen gün artmaktadır. Maalesef ki hekimi koruyacak güvenlik koşulları yetersiz olduğu gibi devlet tarafından caydırıcı yaptırımlar da bulunmamaktadır. Şiddet uygulayan hasta veya hasta yakınları vicdanları rahatlatacak bir ceza ile karşılaşmamaktadır.

Tüm bu şiddete bir de hekimin hekime yaptığı mobbing vardır ki bu da hekimleri bir kat daha yıpratmakta ve meslekten soğutmaktadır. Hekimlere gerek nöbet ertesi izinleri kullandırılmamakta, gerek üst kıdemleri tarafından insan onuruna yakışmayacak ölçüde psikolojik şiddet uygulanmaktadır. Hekimlerin anlamak durumunda olduğu bir şey vardır ki tüm bu zorluklara karşı birbirine destek olmaktan başka çareleri yoktur.

COVID-19 salgını döneminde başta hekimlerimiz olmak üzere tüm sağlık çalışanlarımızın başarılı bir sınav vermiş olduklarını görmekteyiz. Bu mücadelede kaybettiğimiz değerli hocalarımızı ve hekimlerimizi saygıyla anıyoruz.’’ dedi.

Öğrencilerin konuşmalarının ardından sahneye çıkan Eğitimden Sorumlu Dekan Yardımcısı Prof. Dr. A. Metin Kafadar; “Evet biz Cerrahpaşa ismi ile kendini tanımlayan, gerçek bir aileyiz ve bugün hekimliğe yelken açan sizler de artık bu ailenin bir parçasısınız.

Bundan sonra yurt içi ve yurt dışı her gittiğiniz yerde Cerrahpaşa’lı olmanın vermiş olduğu sorumluluk ve bilinçle bu ismi en iyi şekilde temsil edeceğinize inancımız tam. İki hafta önce gerçekleşen intörn günlerinde hocalarınızın son öğütlerini tekrar tekrar dinlediniz; bir gerçeği bilmek ile onu tatbik etmek çok farklı iki kavramdır. Önemli olan doğru bildiğini tatbik edebilmek ve uygulamaktır. Bu uygulama yalnızca tıp bilgisi anlamında değil, hastalarınız ve çalışma arkadaşlarınız ile olan ilişkilerinizde de sergileyeceğiniz duruş , tutum ve davranışlar bütününden oluşur.

Sizler Cerrahpaşa’da geçen altı yılınızda ilmek ilmek örülerek yetiştiniz. Birbirinden farklı pek çok olay ile karşılaştınız. Bu olayları, kendi süzgecinizden geçirerek kendinize özgü hekim kimliğinizi oluşturdunuz. Bu kimlik ile bundan sonra da en doğru kararları vererek ilerleyeceğinizden eminiz.” dedi.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sait Gönen törende yaptığı konuşmada  şunları söyledi: “En başarılı öğrencilerin, birincilerin tercih ettiği, ülkemizin en köklü fakültesinde sizlere gönlümüz çok arzu etmesine rağmen konforlu amfiler ile yeni hastane ortamlarında eğitim ve öğretim alanları hazırlayamadık, biz hocalarınızın da eğitim görmüş olduğu amfileri ve hastane şartlarını ancak sunabildik.

193 yıllık bu koca çınar, kendisi de bir Cerrahpaşalı olan sayın Rektörümüzün de büyük gayretleri ile yerinde yeniden yapılanma sürecinin bin bir zahmeti içerisinde, adeta şantiye koşullarında faaliyetlerini sürdürmektedir. Zorluklara rağmen kalitesinden asla ödün vermeksizin hem İngilizce Tıp hem de Türkçe Tıp programını 2025 yılına kadar tekrar akredite ederek ülkenin en donanımlı hekimlerini yetiştirmeye devam etmektedir. Hocalarımızın yaptığı çok sayıda bilimsel çalışma ve yayınla akademik dünyada haklı bir gururu yaşatırken, her gün ülkemizin her bölgesinden son başvuru merkezi olarak polikliniklerimize gelen ortalama 5000 hastaya sağlık hizmeti sunmaya devam etmektedir. Cerrahpaşa bu tarihsel yürüyüşünü sürdürürken geçtiğimiz yıl kendisini yüzyılın salgınının tam kalbinde bulmuş, vazifenin ateşten gömleğini giyerek, hiç tereddüt etmeden, cerrahi blok katlarını pandemi servislerine, ameliyathanelerini yoğun bakım ünitelerine ve her branştan hekimlerini pandemi hekimlerine dönüştürmüştür. Dekanlık binamızın olduğu yerde bulunan Takuyiddin Konağında 1893 ve 1912 yıllarında olan Kolera salgınlarında olduğu gibi yine aynı yerleşkede verilen  destansı mücadele ile tarihe tekrar not düşmüştür. Her kademede bulunan tüm çalışanlarımızın yapabileceğinin en iyisini ortaya koyarak verdiği bu mücadele dünyanın da dikkatini Cerrahpaşa üzerine çekmiş ve birçok uluslararası yayın kuruluşu bunu bir başarı öyküsü olarak dünyaya duyurma gereği duymuştur. Yine salgınla mücadele görüntülü ve yazılı ulusal basında da Cerrahpaşa penceresinden düzenli olarak aktarılmak suretiyle kurumumuz salgın mücadelesinde öne çıkmıştır. Bu süreçte bir büyük teşekkürü de buradan sizlere sunmak istiyorum.

Evet eğitiminizin son yılında  maalesef, bütün dünyanın karantinalar altında ve maskeler içerisinde, korku filmi izler gibi nefesini tutarak atlatmaya çalıştığı bu küresel salgınla karşılaştınız. Bu süreçte birçok fakültedeki dönemdaşlarınız uzaktan eğitimle mezun olmayı tercih ederken, sizler Cerrahpaşa’nın çağrısına uyarak her biriniz memleketlerinizde ailelerinizin yanında pandemiyi uzaktan seyretmeyi değil, tıpkı Çanakkale’de cepheye koşan Mekteb-i Tıbbiyeli büyükleriniz gibi eksiksiz gelerek pandemi mücadelesinde yerlerinizi aldınız. Aşının yaygınlaşmasının ve alınan tedbirlerin etkisi ile eski şiddetini oldukça kaybeden ancak ne zaman biteceği tam olarak kestirilemeyen bu zor süreçte sizler pandemi döneminde sağlık hizmeti nasıl verilir yaşayarak gördünüz ve unutulmaz deneyimler kazandınız. Artık gittiğiniz yerlerde diğer meslektaşlarınıza da ışık tutacaksınız. İnsanlığın bu süreçten bilimin ışığında ve doğanın, barışın, dostluğun, yardımlaşmanın, dayanışmanın değerini içselleştirmiş olma kazancıyla bir an önce çıkmasını diliyoruz.

Sevgili genç meslektaşlarım! Kanuni’nin “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” veciz ifadesinde söylediğine benzer şekilde Dünya Sağlık Örgütü de sağlığı; “sadece hastalık ve sakatlık durumunun olmayışı değil, kişinin bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir.” şeklinde tanımlar. Bu iyilik halinin sağlanması ve sürdürülmesinde en önemli rol yüzyıllardır hiç şüphe yok ki doktorlarındır. İşte bugün, sizler için o kutsal görevi üstlendiğiniz gündür.

Her biriniz dikkatli, sabırlı, gerektiğinde fedakarlıktan kaçınmayan, olayları derinliğine araştırma merakı olan, İnsanlara karşı saygılı, onların duygularını anlayabilen birer hekim olarak yıllarca değişik birimlerde görev yapacaksınız. İçinizden çok sayıda akademisyen ve bilim insanı yetişerek ülkemizde ve dünyada sağlık alanında yeni gelişmelere öncülük edecek, inanıyorum ki hocalarınızdan devraldığınız mirası daha yukarılara taşıyacaksınız.

Meslek yaşamınız boyunca elbette hayat toz pembe olmayacak, kendi özel yaşamlarınızda  çok değişik sorunlarla mücadele ederken dereceye giren arkadaşlarınızın konuşmalarında işaret ettikleri gibi pandemi nedeniyle kısmi bir azalma görülse de, toplumda giderek artan doktora karşı şiddeti, ya da mobbingi çağrıştıran uygulamaları daha yakından gözlemleyeceksiniz. Bu olumsuz, arzu edilmeyen durumlarda sizi en iyi anlayan kendi meslektaşlarınız olacağı için doktor arkadaşlarınızın sorunlarında onlarla dayanışma içerisinde olmaya özen göstermelisiniz.

Yine Yarın sizlerde kıdemli olduğunuzda ya da yönetici konumunda bulunduğunuzda bu toprakların kadim kültür iklimini şekillendiren, Mevlana’nın dediği gibi “Hoşgörü de deniz gibi ol “, ya da Yunusun diliyle  “Yaradılanı sev, yaradan dan ötürü” sözlerinde ifadesini bulan sevgi dili rehberiniz olsun.  Çünkü ancak bu şekilde tüm paydaşlar için huzurlu bir çalışma ortamı tesis edebilirsiniz.

Evet, şu an karmaşık duygular içerisinde olduğunuzu tahmin edebiliyorum. Bir taraftan mesleğe adım atıyor olmanın heyecanı ve mutluluğu diğer taraftan ise ayrılık! Yılların pekiştirdiği arkadaşlıklardan, dostluklardan, anılardan, kısaca hepimizin yuvası Cerrahpaşa’dan ayrılıyor olmak. Ayrılıklarda hüzün kaçınılmazdır, ancak biliyoruz ve şahit oluyoruz ki Cerrahpaşa mezunu kilometrelerce uzakta da olsa, aradan yıllar da geçse artık bir Cerrahpaşalıdır ve fakültesiyle ayrılmaz bir bütün haline gelmiştir.

Bundan böyle Cerrahpaşa’nın derdi sizin derdiniz, başarıları sizin onurunuz olacak. Tıpkı sizlerin başarılarının Cerrahpaşa’nın haklı gururu olacağı gibi.

Mesleğe adım attığınız andan itibaren artık size Cerrahpaşa’lı diyecekler. Hastalar kendilerini bir de sizin muayene etmenizi arzu edecekler, bazen aynı ortamda çalıştığınız meslektaşlarınız hastalarını sizin değerlendirmenizi rica edecekler. Çünkü onlarda sizin bilgi ve tecrübenize daha fazla güvendikleri için sözünüzü dikkatle iki kere dinleyecekler. Yüzyıllar ötesinden bizlere mesaj ileten Sokrates ”İyi bir hekimde dört nitelik vardır” der. Bunlar; Nezaketle dinlemek, akıllıca konuşmak, dikkatlice düşünmek ve tarafsızca karar vermek. Sizler bu niteliklere sahip hekimler olarak mesleğe adım atıyorsunuz.

Sevgili Meslektaşlarım Cerrahpaşa’nın kapısından içeri girdiğiniz andan itibaren yönetim kademelerinde kim olursa olsun bir birey olarak değerli olduğunuzu hissettiniz. Diliniz, inancınız, ırkınız, cinsiyetiniz veya yaşam tarzınız ne olursa olsun siz Cerrahpaşa’nın birer değeri oldunuz. Cerrahpaşa’nın akademik ve evrensel ilkelerini içselleştirerek, değerlerinize değer katıp Cerrahpaşa’lı oldunuz.

-‘’Bir duruş, bir miras, bir ekoldür Cerrahpaşa’’

Bu Fakülteye başladığınız ilk günden itibaren sizden farklı olanların da ne kadar değerli olduğunu idrak edersiniz. Farklılıklardan düşüncenin, düşünceden soruların, sorulardan bilginin doğduğu bir döngü içinde bulursunuz kendinizi. Farklılıklarımızın aslında en büyük zenginliğimiz olduğunu Cerrahpaşa’da yaşayarak gözlemlersiniz.

-‘’Sizler 194 yıldır devam eden bu köklü çınarın en taze filizlerisiniz’’

Hocalarımız ve tüm çalışanlarımızla birlikte bize düşen öncelikli görev ise; bu köklü kurumda; “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller”  yetiştirmek, onları korumak ve güçlendirmektir.

Henüz farkında olmayabilirsiniz ama kısa zamanda fark edeceksiniz ki içinde yaşadığınız toplumda bir kanaat önderi olarak, problem çözmek doğanız haline gelecek, kriz yönetmek ise sizin için sıradanlık kazanacak. Öyle ki problem kalmadığında sorularınızla yeni problemler keşfedip, yeni ufuklar açacaksınız. Ve diliyorum ki aradığınız doğruyu her zaman bulacaksınız.

Hepinizi teker teker kutluyorum, yurdumuzun her bölgesine hatta bir kısmı ülke dışına gidecek ve Cerrahpaşa’yı temsil edecek beyaz karanfillerimizi sevgiyle selamlıyorum. Yolunuz ve bahtınız açık olsun.” dedi.

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın törende Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunları ve ailelerini selamlayarak başladığı konuşmasında şunları söyledi: “Cerrahpaşa’da eğitim sürecinizde birçok ders gördünüz, amfilerde zaman geçirdiniz, pratiklerde zaman harcadınız ancak özet olarak şunu öğrendiniz; “İyi hekim olmak iyi insan olmakla başlar”. Bence de burada en çok iyi insan olmayı, hastayla iletişimi, hastayla empati kurmayı, onların derdinin dilinden anlamayı öğrendiniz. Zaten hekimlik budur.

Bizler de sizin yaşadığınız zorlukları yaşadık, hep bir TUS iklimine girdik bir yol belirledik. Sanki TUS olmazsa olmazımız oldu. Ancak bu salgın süreci bize şunu gösterdi; özellikle araştırma; ilaç araştırması, aşı araştırması gibi noktalar bizim eksik ve açık yönlerimiz oldu. Sadece yönünüz TUS olmasın, sadece klinik branşlar olmasın. Özellikle bizlerin bundan sonraki ihtiyacı olan şey klinik araştırmalar kadar temel araştırmalar, aşı araştırmaları. Bu noktada ben hepinizi doktora yapmaya Ph.D. unvanı almaya ve bu noktada kendinizi geliştirmeye davet ediyorum.

Dekan Hocam çok güzel bir konuşma yaptı, hakikaten bütün süreci özetledi. Covid-19 süreci hepimize çok şey öğretti, çok acı tecrübelerimiz de oldu. Bu süreci hepiniz çok iyi bir şekilde atlattınız, bizlerin de gururu oldunuz. Bu vesileyle ben hepinizi tebrik ediyor bundan sonraki hekimlik hayatınızda başarılar diliyor ve bizlere burada eşlik eden siz değerli ailelerimizi kutluyor, hepinize saygılar sunuyorum.”

-” Yaşanan Coşku Görülmeye Değerdi ”

Konuşmaların ardından diploma törenine geçildi. Türkçe Tıp Programı dönem birincisi Dr. Fadime Nur Demiralay ve İngilizce Tıp Programı dönem birincisi Dr. Işıl İrem Turan’a diploma ve plaketleri İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sait Gönen tarafından takdim edildi.

Türkçe Tıp Programı dönem ikincileri Dr. Enes Değer ve Dr. Gözde Atmaca’ya diploma ve plaketlerini Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Bilgin ve Prof. Dr. Erol İnce takdim ederken İngilizce Programı dönem ikincileri Dr. Oğuz Kaan Yılmaz, Dr. Muhammet Özdemir ve Dr. Ebrar Ayar’a diploma ve plaketlerini Prof. Dr. Mustafa Sait Gönen takdim etti.

Törende Program üçüncüleri Dr. Dilara Tuzcu ve Dr. Mehmet Çopur’a ise diplomaları İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Rektör Danışmanları Prof. Dr. Yusuf Güneş, Doç. Dr. Muhammed Ali Aydın ve Dr. Yılmaz Keskindemirci tarafından takdim edildi.

Dereceye giren öğrencilere diploma ve plaketleri takdim edildikten sonra İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip dönem birincilerine hazırlamış oldukları hediyeleri takdim etti.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyelerinin mezunlara diplomalarını takdimleriyle devam eden tören Cerrahpaşa Andı’nın okunması ve Hipokrat Yemininin ardından, kep atma töreni ile sona erdi. Kep atma töreni sırasında mezunların yaşadığı gurur ve coşku görülmeye değerdi.

Leave A Comment